İnsan ilişkilerinin en önemli boyutu dün de bugün de hiç kuşku yok ki yarın da iletişim olarak karşımıza çıkmaktadır.
Peki, sizce iletişim en basit tanımıyla nedir denilse; ben bu soruya karşılık, mesajımızın ileti de kalmayıp muhatabımıza ulaşması ve doğru şekilde algılanması derim.
Yine iletişim başlığını biraz daha açalım denilse;
İnsanlar arası veya kuruluşlar arası bütün ilişkilerinin oksijeni der ve aşağıda belirtiğim anahtar noktalara dikkat etmekte fayda olduğunu söyleyebilirim.
Etkili iletişim;
Konuşma, Dinleme, Okuma ve Yazma yöntemleriyle gerçekleşiyor olsa da en tesirli olanının iç sesiyle dinlemenin olacağı,
- Öncelikle bilinmesi gerekenin bu konunun çift yönlü bir yapısının bulunduğu,
- Sevginin her durumda geçer akçe etkisi sağlayacağı,
- Doğal davranmaktan asla ayrılmamak gerektiği,
- Samimiyet, tebessüm ve içtenlikle kurulmuşsa hele kalıcı hafızaya ve gönüllere işlendiği,
- Ön yargıya kapılmamanın bu kapsamda çok etkili sonuçlar getireceği,
- Bakmaktan öte kalp gözüyle görmenin çok önemli olduğu,
Suçlama, eleştirme ve şikayet etme yönlü olumlu olmayan tutumlarından uzak kalıp, gerektiğinde yapıcı, destekleyici geri bildirimlerin daha sağlıklı etki oluşturacağı.
Şayet bir değerlendirme de gerekiyorsa bunun kişi veya kişiler üzerinden değil, konu olan işin yani dosya çerçevesinde olmasının ancak fayda sağlayacağı,
Bugün yönetimin temel fonksiyonları arasında iyice öne çıkmış olan değişimi sağlayacak olumlu ortamı hazırlayacak en etkili faktör olduğu,
Tıpkı tüm ekip çalışmalarında ve hayatın her alanında bu olgunun ben(li) yerine biz(li)yaklaşıma mutlak ihtiyacı olan bir olgu olduğu,
Her işte olduğu gibi bu konunun da hakkının verilmesi için çok emek ve sabır gerektiği,
Bu konuda da sürekli kendimizi geliştirmeye, dolayısıyla çok okumaya ve yeni öğrenmelere ihtiyacımız olacağı,
Yine başkalarının bu konuda elde etmiş olduğu tecrübelerden yararlanmanın benzer durumlarda farkındalık ve pozitif neticeler sağlama bakımından avantaj oluşturacağı,
Saygı ve hoşgörü temelinde kurulacak esnek tutumun hiç elden bırakılmaması gerektiği.
Ancak burada esnek tutumun da ölçüsünün yeter düzeylerde kalması önem arz etmekte, diğer bir deyimle; yayın çok fazlaca esnetildiğinde mekanik özelliğini ve tesirini kaybedeceği gözden kaçırılmamalıdır.
Bu duruma bir örnek aktarmak istiyorum; bir anne ve iki küçük yaşta ( birisi dört, diğeri de iki buçuk veya üç yaşında muhtemelen) evladı öğlen üstü yemek salonuna geldiler. Anne menüye bir göz atıp menüde bulunan yemekleri sırasıyla teker teker defalarca sayıp işte yavrum senin sevdiğin şu yemek, şu yiyecek gibi detaylı çabalarına rağmen her iki kardeş ağız birliği etmişçesine yemeyeceğim diyorlar başka da bir şey demiyorlar. Anne işte her anne gibi ana yüreğiyle evlatlarının beslenme vakti gıda almaları için türlü dil döküyor. Ne dedi ne söylediyse çocuklar kararlarını değiştirmemekte direniyorlar.
Sonra mı? Anne bir cümle sözle konuyu çözdü. Anlaşıldı siz yemek yemeyeceksiniz, yalnız buradan çıkınca akşama kadar benden yiyecek bir şey istemeyin, hele de de dondurma hiç istemeyin. İşte bu cümleden itibaren her iki kardeş de yine aynı anda ben çorba yerim, diğer kardeş ben de dolma yerim demesinler mi?
Ey dondurma ve annenin kararlı tavrı ne kadar etkilisiniz.
Paylaşmak sevgidir, berekettir.
Nedim İleri