Skip to main content

Bisiklet Kullanmayı Yalnızca Kitaptan Okuyup Öğrenebilir miyiz?

Bisiklet, her dönem ilgi görüp kullanılan sağlıklı yaşam ve çevre dostu bir araç. Bununla beraber bisiklet işe gitmek ve iş çıkışı eve dönmek için ülkemizin birçok yerleşim yerlerinde halen yaygın olarak kullanılan bir ulaşım gereci.

Sporu tutku haline getiren İnsanların gezmek, dolaşmak ve hatta uzun seyahatler yapmak için  bu yola başvuracak İnsanların donanımlı bir bisiklet yanında bu aracı iyi kullanma becerisine de ihtiyaçları olacağını az çok hepimiz biliyoruz.

Bu girizgâhtan sonra, bu noktalara niçin değindiğimize ve asıl anlatmak istediğimiz hususun ne olduğuna gelecek olursak; bisikletle seyahat edecek veya günlük ulaşım ihtiyaçlarında bu aracı kullanacak olan İnsanın,

  1. Bir bisiklete ihtiyacı olacak.
  2. Bu bisikletin gelişmiş teknik özelliklerine de gerek duyulacak.
  3. Asıl ihtiyaç olarak ise; bu İnsanın bu aracı hem kullanabilme hem de varsa gelişmiş teknik özelliklerinden faydalanabilmeyi biliyor olması kuşkusuz ki bu manada en etkili ve önemli ihtiyaç olacak.

Bisiklet ve öğrenme konusu konuşuyor iken bir parantez açıp;   ‘’Tolstoy’un Bisikleti’’ konusuna da yer vermekte fayda olacağını düşündüm.

Bilindiği üzere; ünlü Rus yazar Lev Tolstoy bisiklet sürmeyi 67 yaşında öğrenmiş. Bu çabayı gören insanlar zamanla “Tolstoy‘un bisikleti” kavramını üretmişler ki bu kavram günümüzde de kullanılmakta.

Kısaca hiçbir şey için geç değildir anlamına gelmektedir.

Hayatta yapmak istediklerimizi ertelediğimiz zamanlar elbette olmuştur ama artık benden geçti,  bu yaşta olur mu demeyip harekete geçmek lazım. Tabi sağlığımızı, güvenliğimizi tehdit etmemeye de dikkat ederek.

Peki, Bu ihtiyaçlar nasıl temin edilecek?

İşin mekanik temin aşaması ekonomik kaynak tahsisinizle orantılı olarak şekillenebilecek bir Özelliğe sahip iken, Konunun beceri tarafı yalnızca kaynak ayırma ile mümkün olabilecek mi? Elbette ki işin bu yanı yalnızca ekonomik olmayıp bu aracın kullanılabilmesine dönük beceri kazanma ihtiyacı bu konunun temel etkileşim kaynağı olarak kendini gösterecek.

Beceri kazanma boyutuna gelince;

1-Bir eğitmene veya gönüllü öğreticiye ihtiyacımız olacak.

2-Var ise bu aracın teknik özelliklerini bilmek ve tanımak için oluşturulan kılavuz bilgilerini okuma, anlama ve bu suretle de bisikletin teknik özelliklerini kavramak gerekecek.

3-En çok da bisiklet kullanma bilgisini ve becerisini kazanmak için yapılacak egzersizlere, yani düzenli ve devamlı şekilde yapacağımız pratik uygulamalara ihtiyaç hasıl olacak.

                Dolayısıyla tıpkı yürümeleri konusunda ebeveynler tarafından ne kadar telkin ve öğretme gayreti gösterilse de nafile kalıp, ancak kendileri isteyip, deneyerek, düşüp kalkıp, sadece kendi gayretleri sonucu, kendi kendilerine yürümeyi öğrenen çocuklar gibi bu konuda da yalnızca okuduklarımızdan öğreneceklerimizin etkisi ve tesiri bu beceriyi kazanmamıza yeter olmayacaktır.

Netice olarak; bisiklet kullanmadaki mahir olma durumunun İnsanın bunu istemesi, harekete geçmesi ve bunu uygulamaya yönelik gayretlerinden beslenerek gerçekleşebilecek bir olgu olarak değerlendirdiğimizde; İnsanın yalnızca öğrenmesinin kendini geliştirmesi ve bu öğrenmelerden istediği bir noktaya gelmesinin mümkün olmayacağı, diğer taraftan İnsanın bilgilerini ancak deneyip, uygulamaya dönüştürüp, bu deneyimlenmelerden kazanacağı bilinçle sergilenecek gayretin burada etken ve belirleyici olacağı görülüyor.

Bu gerçekleşme ise, konuyu birçok alanda da olduğu gibi yine hiçbir zaman ve hiçbir koşulda değişmeyecek öneme sahip olacağı anlaşılan deneyim eksenine getiriyor.       

Paylaşmak Sevgidir, Berekettir.

 

Kaynakça; http://www.sosyalmutluluk.com/1022-1022  Erişim Tarihi:03.01.2017

Bir Cevap Yazın