Skip to main content

Seçme ve Yerleştirmede Yalnızca Bilgi, Beceri Ölçmek Yeterli Mi?

İnsan Kaynakları Yönetimi elbette tüm bileşenleriyle beraber değerlendirilip uygulandığında, güçlü bir yönetim disiplini.

İKY içinde ise, bana göre ilk eşik, Seçme ve Yerleştirme uygulamaları diye hep dile getiririm. Peki, konu işe alım veya seçme ve yerleştirme olsun, nasıl tanımlarsak tanımlayalım, bu bileşenin içinde önemli alt bileşen ise, kuşkusuz mülakat.

Mülakatlara gelince; genel anlayış belli. Bilgi, beceri ve en çok da deneyim durumu ön planda tutuluyor. Seçme ve yerleştirmede performans ayırdı bu göstergelere dayalı.  İş görüşmeleri çoğunlukla bu eksende gerçekleşiyor. Tercihler ve kabuller de böyle şekilleniyor. İşin tutum tarafı ne düzeyde değerlendirmelere yansıyor? Bu sorunun cevabı sanırım çok net değilse de, önemli ölçüde  etken değil diyebiliriz.

Konuya biraz açıklık getirmek gerekirse,  yemekhaneye gittiğimde, yerleşmiş bir tutum olacak ki, oturduğum masadaki İnsanları mutlaka Selamlıyor ve afiyet diliyorum. Geçenlerde yemekten kalkmaya yakın bir arkadaşım, karşımızda yemek yiyip kalkan bir diğer arkadaşı kastederek, abi ayrılırken afiyet olsun veya iyi günler denildi mi ? Diye sordu. Ben de evet dedim. Sonra bu hususu niçin sorduğunu merak edip,  bu defa ben sordum. Arkadaşım buna karşılık, ben masaya geldim. Selam verip afiyet diledim. Arkadaş sanki duymamış gibi davrandı ve sizin merhaba deyip afiyet dilediğinizi de bildiğim için size nasıl karşılık verdi diye, merak ettim dedi.

Evet bu durumla, bizler de karşılaşmıyor değiliz. Bizden olan iyi dileklere de, kimi zaman mütekabiliyet gösterilmeden yemek masasından kalkıldığı durumlar maalesef  yaygın. Şimdi bu konunun öznesiyle biraz bağlantı kuracak olursak, değerler anlayışı bu noktada ilk akla gelen.

Değerlerin, bireyin öğrenme düzeyine eğitim programı çerçevesinde dahilinden bu yana  çok zaman oldu. Fakat,  bu seviye öğrenmenin, plana ve programa dahilinin yanında, bireylerin de, konuya kendi öz yönelimleriyle ve gerçekten  dahil olmak istemeleriyle, kuşkusuz daha mümkün olacağı aşikar.

Bu bakından, etik ve değerler hepimize gerek, ancak Rahmetli Doğan Cüceloğlu Hocamızın vurguladığı gibi; slogandan ziyade yaşatılan değerler. Ayrıca eğitim kurumlarınca da Değerler  Dersleri ve Eğitimleri verilmekte ise de, burada da; Değerli Eğitim Bilimci Özgür Bolat’ın dile getirdiği üzere, değerler Ailede kazanılabilir. Okullarda ise bu konuya derinlik katılabilir.

İşe alımcılara bu manada önerilerim olacak.

1- Mülakatın nihai değerlendirmesinde elemelerde öne çıkan aday ile yemek yemek.

2- Şayet bu mümkün olmuyorsa, görüşme esnasında çay kahve istemek.

Yemek sırasında aday, servis görevlilerine nasıl hitap ediyor? Görevlilere bu esnada nasıl davranıyor?

Çay veya kahve bırakan görevlilere göz teması kurup içten bir Teşekkür sunuyor mu?

Bu durumlar küçük nüanslar gibi görülebilir. Ancak  bu gözlemlerin, tutum ve kişilik testlerinden aşağı bir etkiye sahip olmadıklarını düşünüyorum.

 

Netice olarak, işe alım için görüşmelerini gerçekleştiren İnsan Kaynakları Profesyonellerinin; bilgi ve beceriden daha çok, tutum ve adayın değer önermelerini göz önünde bulundurmak suretiyle, değerlendirmelerini gerçekleştirmeleri Stratejik İK’nın anahtar noktalarından diyebiliriz.

Paylaşmak sevgidir, berekettir.

Not: 24 Nisan 2023 de kaybettiğimiz VE yazılarım için bana çok çok  destek veren, Çok Sevdiğim Değerli Eşim Tülin İLERİ’  ye Sevgiyle ve Duayla…

 

 

 

 

Bir Cevap Yazın