Skip to main content

Sürdürülebilirlik için önce niyetimizin samimi olması gerekmez mi?

 

Organizasyonel gelişim olsun, süreçlerin iyileştirilmesi olsun, tüm stratejik amaç ve hedeflere ait yolculuklarda işin değişmez merkezi, mihenk taşı; elbette ekip veya takımlar, yani bu ekip-takımları oluşturan değerli İnsanlar.

Bununla beraber, günümüz teknoloji alanında gündem alan yapay zekanın en gelişmiş haliyle de olsa, İnsana özgü beceriler durumundaki, beşeri kabiliyetleri temsil edemeyeceği aşikar.

Yine yapay zekanın inovatif çözümlerin temeli durumundaki, yeni fikirleri kendiliğinden oluşturması beklenebilir mi? Tabi ki hayır.

O halde, işletmeler için teknolojik yenileşim ve dijitalleşme çok önemli bir yönelim olmakla,  dijitalleşme çalışmalarının çekirdeği durumundaki kodlamaları tasarlayan ve uygulamaya taşıyanların ise, 21.y.yılın  bilgi işleyicileri konumdaki çalışanlar olduğu asla göz ardı edilmemeli. Ezcümle ”Her Daim Odak İnsan” Olmalı.

Bir işletme veya kurumun sürdürülebilirlik yakalayabilmesi nasıl mümkün olabilir deyip, bir düşündüğümüzde, karşımıza çıkacak cevap: o işletme bünyesinde mevcut özgün(taklit edilemez) kaynaklar ve kurumsal iklim-kültür olarak karşımıza çıkacak.

Bu manadaki temel kaynaklar nelerdir dediğimizde;

-İnsan kaynakları (çalışan) deneyimi.

-Beşeri sermaye.

-Müşteri deneyimi.

-Fikri sermaye.

Şeklinde yer alacaktır.

Netice olarak, amaç ve hedeflerimize yönelik hizalanmanın sağlanması ve ortak misyon üzere, olumlu sonuçların elde edilebilmesi için, öncelikle samimiyet anlayışımız yüksek derece olmalı. Diğer taraftan bu samimiyet doğrultusunda sahip olduğumuz yeteneklere gerekli güçlendirmelerin sürekli olarak sağlanması da,  temel performans göstergelerimiz arasında mutlaka yer almalı.

Bu paradigma ile yola çıkan işletmeler, hem amaç ve hedefleri doğrultusunda doğru  istikamet yol alıp ilerleyecekler, hem de oluşacak başarımlar, olumlu gelişmeler gerçek anlamda dönüşümlere erişip, yakalanan ivme ve gelişimler kalıcı bir hal alacak, böylelikle kazanımların sürdürülebilirliğine de kapı aralanmış olacak.

Paylaşmak sevgidir, berekettir.

Bir Cevap Yazın